- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Nurettin
Topçu’nun, her okuyuşumda burnumun direğini sızlatan bir yazısı vardır.
Daha doğrusu, Amerikan Mektupları kitabındaki metinlerden birinde geçen
bir paragraf, anlatıcının naklettiği bir hadise...
Şöyledir:
“Geçenlerde henüz sıcak bir gündüz ortasında, buralı bir dostumla şehrin
Kadıköy geçesinde İbrahimağa Yokuşu denilen bir şehir arkasından
Çamlıca’ya doğru yürüyüş yapıyorduk. Toprak bir yokuşun üstünde yolu
tıkayan bir kaya parçasını kazma ile kırarak yolu açan bir adama
rastladık. Önce bunu bir amele zannettik. Arkadaşım tekerlek, siyah
sakallı, tatlı, güler yüzlü, oldukça iri ve dinç cüssesiyle çalışan
adamı selamladı, ‘Amele misin? Yalnız mı çalışıyorsun?’ diye sordu.
Kazmasına dayanarak bir gazali andıran derin, siyah gözleriyle bizi
süzen kahraman Türkmen’in heyecanlı, gür sesini dinlerken kulaklarıma
inanamıyordum: ‘Ben arabacıyım, na şu karşı kulübede oturuyorum, amele
değilim. Allah için bu yolu yapıyorum.’ Bizim şaşkınlığımıza bakıyordu.
Biz sormadan o devam etti. Lâkin gözleri dolmuştu, sesi titriyordu.
Serbestçe ağlayabilen bir kahramana benziyordu. ‘Babam Çanakkale’de
şehit oldu, bir helva pişiremedim. Evlâdımı İstiklâl Harbi’nde kurban
verdim. Bir Mevlit okutamadım. Ruhlarına gönderecek bir şeyim yok. İşte
bu hayrı yapıyorum.’ Hemen kazmaya sarıldı ve ‘Allah!’ diye başladığı
işine devam etti. Ben bu vicdan azametinin karşısında o gün bugün
secdeye kapanıyorum.”
Bugünü anlamak için Topçu’nun bütün
eserlerini, belki o incecik Amerikan Mektupları’nı bir daha okumalı.
Zira, hadiseler yakından pek trajik görünüyor; çekilip biraz uzaktan
belki başka aynalardan bakmak gerek. Mektuptaki anlatıcı, "Türk’ün en
temiz ruhunu ben bu adamda buldum." diyordu. Bugün aradığımız ve
bulmakta güçlük çektiğimiz ruh belki de budur. Duruluk, tertemizlik,
kibirsizlik, garazsızlık. Ve Allah için, yalnız Allah için iş yapma
arzusu.
Bugün muhtaç olduğumuz insan tipi tastamam budur
ve onun dışındaki bütün arayışlar, buluşlar beyhudedir, aldanıştır.
Aslolanın ve ‘yok’ olanın ne olduğunu hepimiz biliyoruz, biliyor da
bilmezden geliyoruz. Söylemeye yüreğimiz yetmiyor. O kadar duru ve temiz
bir ruhun yaşayabilme ihtimaline inancımızı çoktan yitirdiğimiz için,
sözü başka yerlerde dolandırıp duruyoruz.
Büyük sözler söyleyen büyük insanlar ülkesi…
Küçük mekânlara, küçük yollara, küçük evlere sığamayan insanların
ülkesi. Kanaati bırakmış, azla ve helal olanla yetinmeyen, başkaları
için yaşamayı unutup benliğini şişirmiş, gözleri perdelenmiş, sözleri
zehirlenmiş, içinin karası yüzüne vurmuş azametli insanlar ülkesi. Neden
kimse önemsiz, sıradan, basit, yalnız ve fakat dupduru bir insan olmayı
istemiyor? Bir başına kâinata meydan okuyan imanlı insan!
Kaybettiğimiz, Çamlıca’nın eteğinde yol açan o adamın ruhudur.
Aradığımız, ‘serbestçe ağlayabilen bir kahraman’dır. Vicdanıyla,
ruhuyla, duygularıyla büyük olan adamlara ihtiyacımız var, meçhul
adamlara… Tarih onlardan hiç bahsetmeyecek. Adları hiçbir anıtın
üzerinde yazmayacak. Yeryüzünde, yalnız yosunlu bir mezar taşı
bırakacaklar işaret olarak. Dupduru yaşayıp sessizce göçecekler.
Yaşarken ve yürürken, önlerine çıkanlar olacak, yüzlerini ekşitenler,
yollarına taş yuvarlayanlar. Güneş gibi bir tebessümle bakıp geçecekler
onlara; ‘Eyvallah!..’ diyecekler. Kuru dallar yeşerecek o tebessümden,
taşlar bile eriyecek. Dağlara doğru, hep dağlara, yol açmaya gidecekler.
Şehirleri paylaşanlar, istihza ile bakacaklar arkalarından, kim bilir
neler diyecekler, desinler!
Yol açan adamlara selam olsun. Geride bir yosunlu mezar taşı bırakıp gidenlere...
Nurettin Topçu’ya selam olsun. Bu ülkenin geçmiş zamanlarını
anlattığı mektubu bitirirken şöyle diyordu: “Örnek adam aramasını
bilmiyorlar. Her zaman değişen insana da inanıyorlar ve büyüklüğü, elde
edilen muvaffakiyetle ölçüyorlar. Muvaffak olan büyük oluyor ve
alkışlanıyor, ona karşı gelen kim olursa olsun alçaktır. Burada
hakikatler, muvaffak olmadıkları zaman ne çabuk unutuluyorlar! Ya
fikirlerle hareketler arasındaki uçurum! Kendi hareketlerinin sahipleri
değilmişler gibi, çok fena işler yapanların hepsi de güzel sözler
söylemekten utanmıyorlar.”
Ali Çolak
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder