Yönetmek

Zor iş değil mi? Hem yönetmek, hem de sizi yönetenlere sürekli hesap verebilir olmak. Bazen düşünüyorum insanlar niçin yöneticiliği ister diye. Maddi yararları elbet de tartışılmaz ama manevi olarak meydana gelen yorgunluk ya da stres insanı düşündürüyor.

Yönetiminiz altındaki kişilerle uğraşmak zaten yeterince stres ve sorumluluk getirirken, sizi yönetenlerin gereksiz talep ya da davranışları işinizi zorlaştırabilir. İşinizle ilgili gereksiz bir motivasyon bozukluğu oluşturabilir.

Kimdir peki yönetici? Yönettiği birim ile ilgili herşeyi bilen, elemanlarının tüm işlerini yapabilen kişi midir? Yoksa hiçbir işi bilmeden insanlara emirler yağdıran kişi midir? 

Nacizane soruya şu örnek ile cevap vermeye çalışacağım:

Yönetici bir orkestra şefidir. Onlarca kişiden oluşan ekibini bir düzen içinde yönetir. Çalmaları gereken notaların doğru sıra ve performansla icra edilmesini sağlar. 




Peki orkestra şefi orkestrasında bulunan tüm müzik aletlerini çalabilir mi? Tabii ki hayır! Nasıl çalındığını bilmez ama nasıl ses çıkaracağını bilir. Çıkardıkları sesi bildiği için de rahat bir şekilde, orkestrasının performansını sergilenmesini sağlar. 

Bu örnekten de anlaşılacağı üzere bir yönetici birimindeki her işin nasıl yapıldığını bilmeyebilir. Ama biriminde yapılan işlerin neticelerini ve kuruma etkisini, elemanlarının niteliklerini bilir. Böylece önüne gelen işleri delege ederek kurum için gerekli performansı gösterir.

Peki üst yönetim orta kademe yöneticilerini nasıl değerlendirmelidir? Üst yönetim müziği dinlemelidir. Yani orkestra şefine çalınacak müziği söyler ve arkasına yaslanıp onu dinler. Eğer birim yani orkestra bir bütün içerisinde istenilen performansı sergiliyorsa ne ala! Ama eğere sıkıntı varsa uyarılar ve önlemler gelebilir. Ama sıkıntı yoksa birim yöneticisine şöyle bir talepte bulunmamalıdır: 

-Hey Şef, şu kemanı çal bakalım!

Başta da dediğimiz gibi şef her müzik aletini çalamayabilir. Bu durumda şef:

-Efendim, ben çalmayı bilmiyorum, sadece nasıl ses çıkardığını ve o estrumanı kullanan arkadaşımızın iyi bir sanatçı olduğunu biliyorum, diyecektir.

Bu durumda muhatabı:

-Sen nasıl şefsin, kemanı çalmayı bilmiyorsun, böyle mi orkestra yönetilir;

derse biraz garip olmaz mı? Böyle bir yönetimin işletmeye ya da üst yöneticisine ne faydası olacaktır. Tabii yönetenin ego tatmini gibi bir problemi yoksa! Ya da şefi harcama gibi bir niyeti de yoksa!

Buradan çıkarmamız gereken yönetici aynı zamanda yöneltendir. Yani şarkıyı ister ve dinler yani işi emreder, süreci izler, sonuçlarını kontrol eder ve onaylar. 

İyi yöneten ve yönetilen olmamız dileklerimle…

Yorumlar